13 Kasım 2011 Pazar

lütuftur arkadaş...

Bu gece her zamankinden daha karanlık. Sigaramın dumanı daha da zifir. Işık sızmayan odalarda penceresiz ve nefessiz; bütün bıkkınlıkların yükü sırtımda. Hesaplaşmalar... Kavgalar... Reddedişler...

Ölümler sıralı olsa hayat çok boktan olurdu. Düşün sıranın neresindesin? başında mı? O zaman hayat sana güzel; ya öndekiler birer birer eksilince, işte dananın kuyruğu bu noktada kopuyor, zurnanın zırt dediği yerde tam burası. bu hayatı çekilebilir  kılan tek (her)şey gelecekte ne olacağının meçhul olması. Bi arkadaşım vardı, kız arkadaşından ayrıldı. Bizim onun hayatına dair öngörümüz birkaç ay içinde ayrılacakları ve arkadaşımın perişan olacağına dairdi. Ne kadarda yanılmışız. Arkadaşım tıpkı tasavvur ettiğimiz gibi ayrıldı. Sonuç hiçte korktuğumuz gibi olmadı. Ne mi oldu? Öfkeyle biraz eleştirdi, sonra biz zaten yapamazdık dedi ve son. Unuttu. Ben de biliyorum unutmak o kadar kolay değil ama en azından acısı içinden dışına sızmıyor. Düşünürsün, kafanda oynarsın, yanılırsın. İşte hayat. Yanılmak bir lütuftur arkadaş. Aksini iddia eden yoksa bahsi çat diye kapatıyorum.

Penceresiz odama bir perde gerdim. Görsen, arkasında pencere var sanırsın.  Ne diyordu şair? "Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı!/Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş... /Aman karanlığı görmesin gözüm!/Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş." perdeye bakıp hayaller kuruyorum. Kendini kandırmak bir lütüf arkadaş. Bende biliyorum perdenin arkası duvar, ya duvarın arkası? Bir gayya kuyusu mu yoksa kayısı kokulu bir bahçe? babaannemim kayısı kokulu bahçesini özledim. Şimdilerde kayısılar öyle güzel kokmuyor. Bahçeler harap, ağaçların dalları baykuş yuvası. Daha neler, neler... Geçmişle avunmak lütuftur arkadaş.

Yukarıdaki karmaşadan kafamın ne kadar karışık olduğunu anlamışsındır herhalde. Şimdi beynimdekilerle hesaplaşmak için köşeme çekiliyorum, Önce biraz kafamda mikser çalıştırayım diyorum. Sonra parçaları birbirinden ayırmak için ince elekten geçireceğim. Sen aldırma bana. Ben mevzu sana gelmesin diye kendimi oyalıyorum. Kendini oyalamak lütuftur arkadaş...

1 yorum:

leyla

Ah zaman. Leyla bir demdi geldi geçti, ardından mekan durdu, an durdu, Zalim ateşin zavallı pervanesi döndü, ışık durdu, zaman durdu. Yandı...

Reklam