Balkona bahar gelmiş, mis kokulu sardunyalar, pembesi ayrı kırmızısı ayrı. Limon, limon çiçek açmış görsen çıtı pıtı minik minik, ellerin gibi. İnanır mısın, bir zeytin ağacımız var. Saksıda... Baş göstereli üç yahut da dört sene oldu belki daha fazla. İlk baş gösterdiğin de ne olduğunu anlamamıştık. Hatta bir kuş tepesini gagalamıştı da o yüzden boyu kısa kaldı. Ama yandan çıkan dalları o kadar enine uzadı ki bize kendini tanıtacak kıvama geldiğinde semaya doğru birbirine bağladık. Şimdilerde kadim bir güç olarak orada bize gülümsüyor, tıpkı senin kalender duruşun gibi.
Sana daha önce göstermiştim hatırla. İki saksıda üç hurma ağacı var. Bilir misin, hurma kökleri o kadar uzar ve sarar ki neredeyse saksının tamamını kaplar? Onu oradan söküp atacak güç yoktur. Şimdilerde senin bendeki yerinin aksi bu. Kalbimi saralı ne kadar zaman oldu, nerede içime işledin bilemiyorum.
Balkona bahar gelmiş, ruhumdaki baharın aksi gibi..